Balat Turu: Cibali ve Fener Mahalleleri

Erhan Kaya • Feb 07, 2022

Balat, İstanbul’un tam merkezinde bulunan küçük bir semt. Balat turu yapmak, İstanbul’un yerli ve yabancı ziyaretçileri için en eğlenceli aktivitelerdendir.

Balat bölgesini en güzel şekilde gezmek için, Cibali – Fener – Balat mahallelerini tamamıyla gezmek gerek. Bu yürüyüş rotasında kültür dolu mekanlar, fotoğraf çekebileceğiniz eğlenceli yerler keşfedeceksiniz.

Bu yazımızda Cibali ve Fener bölgesini anlatacağız. Bir sonraki içeriğimizde Balat ile ilgili seyahat önerilerini bulacaksınız. Balat gezi rehberini buradan inceleyebilirsiniz.


İstanbul’un bu güzel bölgesi Balat, Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman insanların bir arada yaşadıkları bir yerdi. Bu samimiyete ve dostluğa ev sahipliği yapan mekan tabi ki çok zengin bir kültüre sahip.

Cibali Bölgesi

Cibali mahallesi, şehir surları içinde bulunuyor. Fener, Balat, Eminönü ve Tahtakale’ye komşudur.

Mahalledeki Osmanlı eseri hamam ve camiler ilgi çekmektedir.

Osmanlı döneminde askerbaşı olan, Mısırlı Cebe Ali’den almıştır ismini. Cebe Ali, İstanbul’un fethi sırasında bu bölgede Bizans askerlerini korkutmuş ve kaçırtmıştır. Bu yüzden, bölgeye ‘Cebeali’ denmiştir. ‘Cebeali’ zamanla ‘Cibali’ olmuş.

Cibali Tütün Fabrikası / Kadir Has Üniversitesi

2. Abdülhamit döneminde Reji Şirketi binası olan bu yapı, bugün Kadir Has Üniversitesi olarak hizmet vermektedir. Reji Şirketi, 1884’te tütün tekelini elinde bulunduruyordu.

Binanın mimarı, Alexandre Vallaury’dir. Bina, Batı tarzı malzemelerle yapılan ilk modern fabrikalardan biridir.

Fabrikanın en yoğun çalıştığı yıllarda yaklaşık 2100 çalışanı vardır. Fabrikada çalışan kadınların çocuklarını bırakabilecekleri kreşler bile inşa edilmiştir.

Bu fabrikada, 1946’da ilk Türk yerli purosu, 1956’da ilk yerli sigara olan Samsun burada üretildi. Bu büyük fabrika, 1995 yılında kapandı. 2002 yılında Kadir Has Üniversitesi olarak eğitime açıldı.

Bina restore edilirken yapının altında Bizans döneminden kalma (13. yüzyıl) sarnıç bulundu. Sarnıcın üzerinde ise 16. yüzyıldan kalma bir Osmanlı hamamı bulundu. Her iki yapı da korunacak şekilde cam ile üzerleri kapatılmıştır.

Küçük Mustafa Paşa Hamamı

Küçük Mustafa Paşa Hamamı, İstanbul’da bulunan en büyük Türk hamamıdır.

Hamamın orta kısmında mermerden yapılan bir havuz bulunuyor.



Gül Camii

Burası, Bizans İmparatoru 3. Leon’un 8. yüzyılda yaptırdığı Aya Theodosia Kilisesi’dir. Teodosia isimli kadın, 726-842 yılları arasındaki ikonaların kırılmasına tepki gösterenler arasında olduğu için türlü işkencelerle idam edilmiş.

9. yüzyılda, ölümünden sonra azize ilan edilen Teodosia adına bu kilise yaptırılmış. 1453’te İstanbul Osmanlı’ya geçtikten sonra camiye dönüştürüldü.


Ayakapı Hamamı

Şu anda bir harabeye dönen Ayakapı Hamamı, 1582’de 3. Murat’ın annesi Nurbanu Sultan tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmıştır.

Farklı dini inanıştan insanların kullanımı için oldukça özenli bir şekilde inşa edilmiştir. Farklı dinlerden olanlar değişik renklerde havlular kullanır ve kendileri için ayrılmış bölümleri kullanırdı.


Fener Bölgesi

Bizans döneminde Petrion ismi ile anılan bu bölge, Osmanlı döneminde kıyısındaki deniz fenerinden esinlenilerek ‘Fener’ olarak adlandırılmıştır.

Balat’a doğru yürürken Cibali’den sonraki Rum mahalledir.

Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi, Metroloji Kilisesi, Özel Maraşlı Rum İlköğretim Okulu ve Fener Rum Erkek Lisesi gibi önemli yapılar burada bulunuyor.


Özel Maraşlı Rum İlköğretim Okulu

Odessa Belediye Başkanı Grigoris Maraslis’in yaptırdığı bir okuldur.

1901 yılında eğitime açılan okul binası, Neo-Klasik üsluptadır. Korint sütunlu, üçgen alınlıklı, kapısı eski Yunan tapınaklarının girişine benzemektedir.

Bugün hala ilkokul olarak eğitime devam ediliyor.


Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi

aleminin dini lideridir. Türkiye’deki en önemli kilise burasıdır.

Kilise, 1595-1602 yılları arasında Patrik 2. Mattihaios döneminde patrikhaneey dönüştürüldü.

Patrikhane’nin girişinde 3 ahşap kapı bulunuyor. Ortadaki kapı 1821’den beri kilitli ve hiç açılmadı.

Bu ortadaki kapı, devlete ihanet ettiği gerekçesi ile Patrik Grigoryos iple asıldığı kapıdır. İdam edilen Grigoryus 3 gün boyunca burada asılı kalmıştır ve sonrasında ayaklarından sürüklenerek Haliç’e atılmıştır.

Patrikanenin girişinde Patrik tacı bulunuyor.

İçeri girildiğinde de mum yakılarak dileklerde bulunulan alan bulunuyor.

Kilisede; 5. yüzyıldan kalan Patrik Tahtı, altın kaplama panel, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmeden önce bağlanarak kamçılandığı sütunun bir parçası, kutsal Aya Yorgi tasviri, Meryem Ana ve çocuk ikonaları ve 3 azizenin lahitleri bulunuyor.


Dimitri Kantemir Müzesi

Dimitri Kantemir, 15 yaşında rehine olarak İstanbul’a getirilmiş bir Romen Prensi’dir.

Balat’a yerleştirilen Kantemir, Fener Rum Erkek Lisesi’nde öğrenim görmüş. 11 dil bilen prens, Batı tarzı nota sistemini bilmediği için kendine ait bir nota sistemi geliştirmiştir.

Boğdan Beyliği’ne atanan prens, Osmanlı’ya karşı Ruslar’a sığınmış ve Rus Çarı’nın danışmanı olmuştur. Romanya’nın milli kahramanı ilan edilmiştir.

2007 yılında, İstanbul’da kaldığı ev, Romanya Cumhurbaşkanı’nın katıldığı bir törenle Dimitri Kantemir Müzesi olarak açılmıştır.


Özel Yoakimyon Rum Kız Lisesi

Okul arsası, kızların eğitim görmesini destekleyen Fener Rum Patriği 2. Yoakim bağışlamıştır.

1882’de eğitime başlayan okul, kalitesi ile ünlenmiştir. İstanbul dışından da öğrenciler kabul etmiştir.

1988’de yeterli sayıda öğrencisi olmadığı için kapanan okul hala atıl durumdadır.

Moğolların Azize Meryem Kilisesi (Kanlı Kilise, Panagia Muhliotissa)

Moğolların Azize Meryem (Kanlı Kilise) Kilisesi, Bizans döneminden beri kesintisiz olarak ibadet eilen tek kilisedir.

Bir hikayeye göre; Bizans İmparatoru Mikail Palaiologos, kızı Maria Despina Palaiologina’yı 1264’te Moğol devleti olan İlhanlı Hükümdarı Hülagü Han ile evlendirmek istemiş. Ama Maria, Hülagü Han’ın ölümü üzerine onun oğlu Abakan Han ile evlenmiş. Abaka Han din değiştirerek Hristiyan olmuş. Abakan’ın da ölümü üzerine Maria İstanbul’a geri yollanmış. Maria İstanbul’a döndüğünde şu anki kilisenin yakınında bir kadınlar manastırı yaptımış.

İstanbul Osmanlı tarafından fethedildikten sonra Fatih Cami’ni inşa eden mimar Rum Hristodulos (Atik Sinan Paşa)’un isteği üzerine Panayia Muhliotissa Kilisesi’ne dokunulmamış ve kilise olarak kalmıştır. Fatih Sultan Mehmet’in ilgili fermanı hala kilisede sergilenmektedir.

Bizans döneminden kalan dört yapraklı yonca planlı tek kilisedir.

Kilisenin bir diğer adının da Kanlı Kilise olmasının nedeni iki farklı hikaye ile anlatılır.

İlk hikayede, İstanbul fethedilirken Bizans askerlerinin kanlarının kilisenin bulunduğu tepeden aktığı anlatılır. İkinci hikayede ise, askerlerin kilisedeki halkı öldürüp her yerin kana bulanması yönünde.


Fener Rum Erkek Lisesi (Kırmızı Mektep)

İhtişamı ile dikkatleri çeken Fener Rum Erkek Lisesi çoğu zaman Fener Rum Ortodoks Patrikhanesi ile karıştırılır.

Kırmızı Mektep ismi ile de bilinen okul binası 1883’te tamamlanmıştır. 3 katlı, 600 kişi kapasiteli bina, kırmızı tuğla ile örülüdür. Mimarı Dimadis’tir.

Fener Rum Erkek Lisesi, rumların İstanbul’da açtıkları en esli okuldur. Bizans döneminde, Patrikhane Akademisi işlevi görmüştür.

19. yüzyıla kadar eğitim dini eğitim verilen okul 1861’de klasik eğitime geçmiştir. Bugün hala eğitime devam ediliyor.


Metroloji Kilisesi

Tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir.

Ortodoks kilisesi olan Metroloji Kilisesi diğerleri gibi Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı değildir. Çünkü bu kilise, Kudüs Patrikliği tarafından kendi şubesi olarak yaptırılmıştır.

Kilisenin bahçesinde 5000 yıllık çınar ağaçları bulunuyor. Ayrıca duvara monte edilmiş patriklik simgesi çift başlı kartal figürü bulunuyor.

Ünlü matematikçi ve fizikçi Arşimed’in 10. yüzyılda yaptığı çalışmalarının orjinal parşömenlerini burada bulunuyor.

Türkiye’den kaçırılan bu önemli parşömenler 1998’de New York’ta 2 milyon dolara satılmıştır. ABD Baltimore’da Walters Sanat Müzesi’nde sergilenmektedir.


Galata Kulesi
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Galata Kulesi, İstanbul denince akla ilk gelen sembollerden birisidir. Dünyanın en güzel şehri olan İstanbul’un silüetinin ayrılmaz parçası olan Galata Kulesi’nin tarihini ve kule hakkındaki efsaneleri birlikte inceleyelim.
Kız Kulesi
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Kız Kulesi, İstanbul’un en zarif simgelerinden birisidir. Tarihi MÖ 5.yy’a kadar uzanır. Yunanlılar tarafından İstanbul Boğazı’nın Üsküdar sahiline yakın bir noktaya inşa edilmiştir. Üsküdar’da, Roma İmparatorluğu’ndan kalma tek mimari eserdir. Kız Kulesi tarihte bir çok farklı amaçla kullanılmıştır. Hakkında bir çok efsane ve hikaye bulunan Kız Kulesi’nin tarihini ve özelliklerini birlikte inceleyelim.
Pierre Loti
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Pierre Loti Tepesi, İstanbul’un Eyüp ilçesinde bulunan bir tepedir. Adını Fransız yazar Louis Marie Julien Viaud’dan alan tepe, yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor. 1876’da İstanbul’a yerleşen ve burada bir roman yazan, daha sonra ismini Pierre Loti olarak değiştiren Fransız yazar, bugün hala bu turistik tepe ile birlikte anılıyor. Pierre Loti Tepesi, büyülü atmosferi ve muhteşem manzarası ile hayranlık uyandıran bir yer. Eyüp’ten tepeye teleferik ile ulaşabiliyorsunuz ve çevresinde çok sayıda kafe bulunuyor.
eminönü
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Eminönü, İstanbul’un tarihi ve turistik merkezlerindendir. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait bir çok tarihi merkez Eminönü’nde bulunuyor. Bu bölge tarihteki tüm medeniyetlerin ilgisini çekmiştir. ‘Eminönü’ ismi ‘gümrüğün önü’ anlamına gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında burada Gümrük Emirliği bulunuyordu. Semtin isminin de buradan geldiği düşünülmektedir. Eminönü, İstanbul’un tarihi ve turistik merkezlerindendir. Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait bir çok tarihi merkez Eminönü’nde bulunuyor. Bu bölge tarihteki tüm medeniyetlerin ilgisini çekmiştir. ‘Eminönü’ ismi ‘gümrüğün önü’ anlamına gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğu zamanında burada Gümrük Emirliği bulunuyordu. Semtin isminin de buradan geldiği düşünülmektedir.
Yerebatan Sarnıcı
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Yerebatan Sarnıcı efsanelere konu olmuş bir yapıdır. İstanbul’un Tarihi Yarımada’sında bulunan Yerebatan Sarnıcı 1500 yıldır ayakta ve tüm gizemi ile dikkat çekmektedir. İstanbul’da gezilecek yerler arasından eşsiz bir yapı olan Yerebatan Sarnıcı, Bizans döneminde inşa edilmiştir. Sultanahmet’te bulunan sarnıç, şehir halkının su ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılmıştır. Her yıl binlerce turisti ağırlayan sarnıçta bir çok gizem bulunuyor. Medusa Başları ve Ağlayan Sütun mutlaka görmeniz gereken şeylerdendir.
balat
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Fener semtinden sonra Balat semti başlıyor. Balat İstanbul’un en çok ilgi çeken mahallelerinden biridir. Burası eski bir Yahudi mahallesidir. Önceleri burada Yahudiler yaşıyordu. Balat isminin; Rum dilinde saray anlamına gelen “palation” kelimesinden türediği düşünülmektedir. 15. yüzyılda, İspanya’daki engizisyon mahkemelerinden kaçarak İstanbul’a gelen Sefarad Yahudileri buraya yerleştiler. İstanbul’a Sultan 2. Beyazıt’ın daveti ile gelmişlerdi. Balat’ta Yahudiler, Fener’de Rumlar ve Ayvansaray’da Müslümanlar huzur içinde uzun yıllarca yaşadılar. Buradaki Yahudi topluluklar 1950’lerde başlayan İsrail göçü nedeni ile mahallelerini terkettiler. Balat’ı gezerken mutlaka görmeniz gereken yapılar var. Bu listede o mekanları bulacaksınız.
Vakıf Han
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Sirkeci’deki tek 5 yıldızlı otel olan Legacy Ottoman Otel’in binası oldukça önemli bir tarihe sahiptir. Otel; ihtişamlı görüntüsü, göyüzüne yükselen kubbeleri ve önemli lokasyonu ile gerçekten de ismi gibi ‘efsanevi’ bir yapıdır. Legacy Ottoman Otel’in binası 100 yıllık bir tarihe sahip. Osmanlı’nın son dönemlerine şahitlik yapmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna tanık olmuştur.
Legacy Ottoman
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Legacy Ottoman Otel binası, 1911 yılında Türk Milli Mimarlık akımının baş temsilcisi Mimar Kemaleddin Bey tarafından tasarlandı. 4. Vakıf Han binası olarak inşa edilen bina, Türk resmi mimari yapılarının ilk örneğidir. Osmanlı İmparatorluğu’nun yükseliş döneminin ilk mimari eserlerindendir. 20. yüzyılın başlarında bu bölgedeki resmi ofis ihtiyacını karşılamak için inşa edilmiştir.
simit
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Ülkemiz şüphesiz ki, misafirlerine birçok yemek çeşidinin deneyimlenebileceği bir ortam sunuyor. Bu durumun en büyük nedeni binlerce yıl boyunca onlarca medeniyetin bu topraklarda yaşamış olması. Medeniyetler bu topraklardan geçip giderken arkalarında kültürlerini bırakıyorlar. Bu kültürlerden bir tanesi de birbirinden güzel lezzetler. Konu Türkiye olunca bu lezzetlere herhangi bir kafede rastlayabileceğiniz gibi herhangi bir sokakta da rastlayabiliyorsunuz. Osmanlı zamanında sokak lezzetlerinin apayrı bir yeri vardı. Gün doğumuyla kurulan tezgahlar, gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürüyordu. Hizmetkarlar, halk, tüccarlar ve nice gezginler bu seyyar satıcıların sokak lezzetleriyle karınlarını doyuruyorlardı. Ve bu sokak lezzetleri günümüze kadar ulaştı! İşte Osmanlı döneminden günümüze kadar gelebilmiş ve aşina olduğumuz 6 sokak lezzeti.
Mıhlama
By Erhan Kaya 07 Feb, 2022
Osmanlı kültürü gerek varlığı sırasında gerekse sonrasında birçok yönüyle tüm dünyanın ilgisini çeken bir kültürdü. Bu kültürün dikkat çeken bölümlerden bir tanesi de hiç şüphesiz mutfağıydı. Osmanlı’da mutfağın önemini Topkapı Sarayı’nın mutfağının tamı tamına 5250 metrekare olmasından anlayabiliriz aslında. Osmanlı mutfağının dünya mutfakları arasında hatrı sayılır bir yere sahip olmasını ise Anadolu’nun bereketli topraklarına, tarihi zenginliklerine ve farklı kültürlerin etkisine bağlayabiliriz. Kısaca toparlamak gerekirse; Osmanlı’nın zengin mutfağı, daima bu toprakları ziyaret edenleri şaşırttı! Peki, Osmanlı mutfağında ne tür lezzetler vardı? İşte Osmanlı mutfağına ait 8 farklı ve leziz yemek!
More Posts
Share by: